Türkiye, zengin tarım çeşitliliği ve coğrafi farklılıkları sayesinde birçok ürünün önde gelen üreticisi konumundadır. Sofralarımızın vazgeçilmezlerinden biri olan kayısı ise, özellikle Malatya ilinin ilçelerinde büyük bir ekonomik öneme sahiptir. Ancak, son dönemlerde bu bölgedeki kayısı üreticileri, iklim değişikliği, hastalık ve zararlılar gibi faktörlerin etkisiyle zor günler yaşıyor. 2023 yılı itibarıyla kayısı üretiminde yaşanan yaklaşık yüzde 30’luk bir kayıp, çiftçilerin yüzünü güldürmeyen bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor.
Malatya, Türkiye’nin kayısı üretiminin yüzde 85’inin yapıldığı bir merkezdir. Bu alanda kullanılan modern tarım teknikleri ve ürün çeşitliliği ile Malatya, sadece yerel değil, aynı zamanda uluslararası pazarlar için de önemli bir oyuncudur. Ancak, son yıllarda yaşanan aşırı hava olayları, kayısı ağaçlarının çiçeklenme döneminde büyük hasar yaratmıştır. Bahar dönemindeki don olayları, üretim için hayati olan çiçeklerin yok olmasına neden olmuş, bu durum da ürün miktarını ciddi oranda etkilemiştir. Ayrıca, iklim değişikliği, kayısı üretiminde kuraklık ve su baskınları gibi doğal afetlerin sıklığını artırarak ciddi sorunlara yol açmaktadır.
İlçede kayısı üreticileri, yıllardır emek verdikleri ağaçların verimsizliği nedeniyle maddi kayıplar yaşamaktadır. Özellikle zarar gören köylerde yaşam standartları düşmekte, bazı çiftçiler iş bulma umuduyla şehir merkezlerine göç etmek zorunda kalmaktadır. Kayısı fiyatlarının da düşmesi, çiftçilerin borçlarını ödemekte zorlandıkları bir döneme girmelerine yol açmaktadır. Tüccarların talep ettiğinden daha fazla ürün bulunca fiyatların düştüğü gözlemlenmektedir. Bu durum, sadece üreticileri değil, aynı zamanda kayısı ile ilişkili tarım işçilerini, pazarlamacıları ve ihracatçıları da olumsuz etkilemektedir.
Yaşanan bu kayıplara karşı çiftçiler, yetkililerden destek beklemekte, aynı zamanda sürdürülebilir tarım ve iklim dostu çözümler ile üretimlerini artırmak adına farklı yollar denemektedir. Yerel yönetimler tarafından alınacak önlemler, çiftçilerin afetlerden daha az etkilenmesini sağlayabilir ve kayısı üretiminin geleceğini güvence altına alabilir. Çiftçilerin, zarar gören ağaçlarının yeniden canlanması ve hastalıklarla mücadele edebilmesi için devlet destekli projelerin hayata geçirilmesi büyük bir önem taşımaktadır.
Buna ek olarak, kayısı üretiminde kullanılan çeşitlerin ekosistem üzerindeki etkileri göz önünde bulundurulmalıdır. Farklı iklim koşullarına daha dayanıklı türlerin geliştirilmesi, yerel çeşitlerin korunması ve doğru tarım uygulamalarının teşvik edilmesi, gelecekte benzer sorunlarla mücadele edebilmek için kritik hale gelecektir.
Türkiye’nin sofralık kayısı üretim merkezi Malatya, tarihi ve kültürel zenginliği ile de dikkat çekmektedir. Ancak, bunun sürdürülebilmesi için çiftçilerin desteklenmesi, eğitim verilmesi ve modern tarım tekniklerinin benimsenmesi gerekmektedir. Çiftçi birlikleri ve kooperatifler aracılığıyla yapılan çalışmalara daha fazla önem verilmesi, bu zorlu sürecin atlatılmasına katkı sağlayabilir.
Bunun yanı sıra, halkın kayısı tüketim alışkanlıkları da üretim üzerinde doğrudan etkilidir. Tüketicilerin yerel ürünlere yönelmesi, kayısı üreticilerinin destekleneceği anlamına gelmektedir. Bu nedenle, hem bireysel hem de toplumsal olarak kayısı tüketimine daha fazla önem vermek; yerel ürünlerimizi desteklemek büyük bir sorumluluktur.
Sonuç olarak, Türkiye’nin kayısı üretim merkezi olma özelliğini sürdürebilmesi için yerel ve global düzeyde atılacak adımlar, bu tatlı meyvenin geleceği açısından kritik öneme sahiptir. Kayısı üreticileri, sadece geçim kaynağı değil, aynı zamanda Türk tarımının simgesi olan bu meyvenin korunması ve gelişimi için birlikte hareket etmelidir. Çiftçilerin haklarının savunulması, değişen iklim koşulları ve üretim kayıpları karşısında dayanışma içinde olunması gerektiği unutulmamalıdır.