Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Hasan Murat Mercan, son günlerde Türkiye'nin ulusal güvenliğine yönelik tehditler konusunda dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Büyükelçi Barrack, Şam yönetimi ile PKK/YPG terör örgütü arasında süregelen sorunlara dikkat çekerek, bu ihtilafın bölgedeki istikrarı tehdit ettiğini ifade etti. Barrack, bu durumun yalnızca Türkiye için değil, tüm bölgede bir dengesizlik yarattığını, dolayısıyla uluslararası camianın bu meseleye daha fazla duyarlılık göstermesi gerektiğinin altını çizdi.
PKK/YPG, yıllardır Türkiye'nin güney sınırlarında faaliyet gösteren bir terör örgütü olarak tanınmaktadır. Özellikle Suriye iç savaşının başlangıcından bu yana, kendi bölgelerinde özerklik talepleri ile öne çıkmaktadırlar. Bu süreçte, Suriye Devleti’nin kontrolünden kaçınan PKK/YPG, gittikçe Şam yönetimi ile daha karmaşık bir ilişkiye girmiştir. Barrack, bu ilişkiyi "karşılıklı bağımlılık" olarak tanımlarken, her iki tarafın da birbirlerini tehdit edici bir biçimde hareket ettiğini belirtti. PKK/YPG'nin, Şam'ın zayıf anlarından yararlandıklarını ve bu durumun terör eylemlerinin artmasına zemin hazırladığını vurguladı.
Büyükelçi Barrack, Türkiye’nin, hem ulusal güvenliği hem de bölgesel istikrar için kritik bir rol üstlendiğini açıkladı. Türkiye'nin yürüttüğü askeri operasyonlar ve diplomatik girişimler sonucunda, PKK/YPG'nin etkinliği önemli ölçüde azaltılmıştır. Ancak, bu çabaların yeterli olup olmadığı konusunda eleştiriler de yapılmaktadır. Barrack, Türkiye'nin bu süreçte uluslararası toplumdan daha fazla destek beklediğini belirtti. Ayrıca, ABD’nin PKK/YPG’ye verdiği desteğin gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı. Çünkü bu destek, Şam yönetimi ile PKK/YPG arasındaki gerginliği artırarak, bölgedeki barış sürecine zarar veriyor.
Bu bağlamda, uluslararası aktörlerin ikili ilişkilerde daha dikkatli olması gerektiğini belirten Barrack, çözüm sürecinde dikkatli bir yaklaşım sergilemenin gerekliliğine dikkat çekti. Özellikle Suriye'deki yıkıcı durumun, yoksulluk ve göç gibi ikincil sorunları da beslediğini ifade etti. PKK/YPG’nin kontrolündeki bölgelerde yaşanan insani kriz, tüm dünyanın izlediği bir durum haline gelmiştir. Bu nedenle, uluslararası toplumun olaylara yalnızca askeri bir pencereden bakmaması gerektiği vurgulandı.
Sonuç olarak, Büyükelçi Barrack’ın açıklamaları, Şam yönetimi ile PKK/YPG arasındaki sorunların ne kadar derin olduğunu gözler önüne seriyor. Bu sorunların çözümü için daha fazla işbirliği ve diplomatik çaba gerektiği aşikardır. Bölgedeki her aktörün savaş değil, barış ve istikrar yönünde adımlar atması, herkesin yararına olacaktır. Türkiye’nin bu konudaki kararlılığı ise, uluslararası güvenliğin sağlanmasında hayati bir rol oynamaktadır. Dolayısıyla, tüm bu dinamiklerin dikkatle takip edilmesi, hem Türkiye hem de bölge için büyük önem arz ediyor.