Son dönemde dünya gündeminin merkezinde yer alan Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri ilişkilerine dair Kremlin’den gelen yeni açıklama, hem siyasi çevreleri hem de kamuoyunu şaşkına çevirdi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in sözcüsü Dmitriy Peskov, yaptığı basın toplantısında, iki ülke arasındaki ilişkilerin beklenenden daha olumlu bir şekilde ilerlediğini belirtirken, “Her şey çok iyi gidiyor” ifadelerini kullandı. Peki bu açıklama, gerçekten de iki ülkenin ilişkilerinde bir dönem mi açıyor, yoksa sadece siyasi bir söylem mi? Detaylara ve olası etkilerine birlikte göz atalım.
Rusya ve ABD arasındaki ilişkiler, soğuk savaş döneminden bu yana istikrarsız bir seyir izlemiştir. 20. yüzyılın ortalarında başlayan bu gergin dönem, aralıklarla sıcak çatışmalar ve diplomatik krizlerle doludur. Ancak, 1990’lı yıllardaki Sovyetler Birliği’nin çöküşü sonrası iki ülke arasındaki ilişkilerde geçici bir iyileşme gözlemlenmiştir. Fakat bu dönem de uzun sürmemiş, 2000’li yılların başında yeniden gerginlikler baş göstermiştir. Sırası ile Suriye, Ukrayna ve diğer jeopolitik meseleler, iki ülke arasındaki ilişkileri olumsuz yönde etkilemiştir.
Son yıllarda, merkez medya tarafından geniş bir şekilde ele alınan bu ilişkilerin durumu, özellikle Rusya’nın uluslararası platformlarda artan etkinliği ile daha da karmaşık hale gelmiştir. Olası bir sıcak çatışmanın eşiğinde olan bu ilişkilerde, Trump yönetimi döneminde yaşanan bazı iletişim kanalları ve işbirliği alanları, Biden yönetimi ile birlikte yeniden sorgulanmaya başlanmıştır. ABD, Rusya’yı zaman zaman bir tehdit olarak görse de; enerji, iklim değişikliği ve nükleer silahların kontrolü gibi kritik alanlarda üst düzey diplomasi adımlarına imza atmıştır. İşte tam da bu bağlamda Kremlin’in “Her şey çok iyi gidiyor” ifadesi, dünya gündeminde sert tartışmalara neden olmaktadır.
Dmitriy Peskov, basın toplantısında yaptığı açıklamalarında, Rusya’nın ABD ile ilişkilerini eski haline döndürme çabaları içinde olduğunu belirtti. Özellikle ikili ticaret, enerji ve güvenlik gibi alanlarda yürütülen müzakerelerin olumlu sonuçlar doğurduğunu savundu. Peskov’un açıklamaları, somut bir iyileşme sürecinin başladığını ima etmesi açısından dikkat çekiyor. Ancak uluslararası ilişkilerde araçsal bir realist bakış açısının hâkim olduğu düşünülürse, bu ifadelerin arkasındaki gerçekler sorgulanabilir. Kimilerine göre bu açıklamalar, iç politikada bir dayanışma sembolü olarak değerlendirilirken; kimilerine göre ise, derinleşen krizin aslında bir yansımasıdır.
Uzmanlar, Peskov’un açıklamalarının Rusya için büyük bir diplomatik manevra olduğunu, özellikle Batı ile gergin ilişkilerinin yeniden bir yol haritasına oturtulması için bir fırsat olarak yorumladı. Amerika ile aralarındaki savaş boyutuna varan gerginliklerin, ikili ön görüşmeler ve mevcut zeminlerde bir araya gelinerek azaltılması planlarının bir parçası olabileceği düşünülüyor. Ancak bu süreç, iki ülke arasındaki güven sorunlarını tamamen ortadan kaldırmakta yetersiz kalabilir. Öte yandan, Kremlin’in ‘her şey çok iyi gidiyor’ söylemi, iç siyaset açısından da ulusal bir başarı hikayesinin bir parçası olarak yorumlanabilir.
Sonuç olarak, Kremlin’den gelen bu çarpıcı açıklama, ABD ile Rusya arasında beklenmedik bir notaya zemin hazırlamış görünüyor. Diplomasi ve uluslararası ilişkilerin parlak bir geleceği var mı? Yoksa bu açıklama, yalnızca iki ülke arasındaki derin ve karmaşık çatışmanın üstünü örtmek için bir girişim mi? Zaman bunu gösterecek. Ancak şu bir gerçek ki, dünya genelinde pek çok gözlemci, Rusya-ABD ilişkilerinin geleceğinin daha önce olduğu gibi belirsizliklerle dolu olacağını düşünmektedir.