Son yıllarda gençler arasında gözlemlenen sıkıntılar, toplumsal ve bireysel düzeyde dikkat çekici bir hâl almış durumda. Azalan mutluluk ve artan öfke, günümüz gençliğinin zihinsel sağlığını tehdit eden iki önemli sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Gelişen teknoloji, sosyal medya etkisi ve toplumsal beklentiler, gençlerin ruh hâlinde önemli değişikliklere yol açmaktadır. Peki, gençlerimizin bu olumsuz psikolojik durumlarını nasıl düzeltebiliriz? Bu yazımızda, gençlerde azalan mutluluk ve artan öfkenin nedenlerini ve çözüm yollarını ele alacağız.
Öncelikle, gençlerde gözlenen mutluluk seviyesinin düşmesinin kök nedenlerine değinmekte fayda vardır. Yapılan araştırmalar, gençleri etkileyen temel etkenlerin başında toplumsal baskılar, ekonomik belirsizlikler ve artan kaygı seviyeleri geldiğini göstermektedir. Öğrenciler, okul başarıları, geleceğe dair endişeleri ve sosyal medyanın getirdiği karşılaştırmalar nedeniyle sürekli bir kaygı içerisinde yaşamaktadırlar. Bu durum, yalnızca bireysel mutluluğu değil, aynı zamanda sosyal ilişkileri de olumsuz etkilemektedir.
Ayrıca, sosyal medyanın etkisi, gençlerin mutluluk algısını ciddi anlamda zedelemektedir. Her geçen gün daha fazla genç, diğerlerinin hayatlarını sosyal medya üzerinden takip ediyor ve bu hayatlarla kendi hayatlarını kıyaslayarak daha fazla kaygı hissediyor. Sıklıkla yaşanan bu karşılaştırmalar, kendilerini yetersiz hissetmelerine ve dolayısıyla mutluluklarını kaybetmelerine neden oluyor. Araştırmalar, sosyal medya kullanımıyla birlikte ruh halinin değiştiğini ve bazı gençlerin depresif belirtiler gösterdiğini ortaya koyuyor.
Gençlerde artan öfke durumu da dikkat çekici bir hale gelmiştir. Gözlemlenen bu öfke, yalnızca bireysel bir problem değil, toplumsal bir yansıma olarak değerlendirilebilir. Gençler, sürekli değişen toplumsal normlar, ebeveyn beklentileri ve iş bulma kaygısı gibi çeşitli sebeplerle duygusal olarak zorlanmaktadır. Aile içindeki iletişim eksiklikleri ve duygusal destekten yoksunluk, bu öfkenin daha da artmasına neden olmaktadır. Özellikle duygu yönetimi konusunda yetersiz kalan gençler, öfke patlamaları yaşayarak bu duygularını dışavurmakta, yasadıkları sorunları çözmekte zorluk çekmektedir.
Ayrıca, toplumsal olaylar ve ülke içindeki politik gelişmeler, gençlerin öfkesini besleyen etkenler arasında yer almaktadır. İşsizlik, gelecek kaygısı ve sosyal adaletsizlik konuları, gençlerin ruh hâlinde kaygı yaratmakta ve bu kaygılar, çoğu zaman öfkeye dönüşmektedir. Bu durum, gençlerin sağlıklı bir şekilde iletişim kurmalarını engelleyerek, bir kısır döngü oluşturur.
Öyleyse, bu olumsuz durumları nasıl düzeltebiliriz? İşte bazı çözüm önerileri:
Sonuç olarak, gençlerin ruh sağlığını tehdit eden azalan mutluluk ve artan öfke sorunlarının çözümü, yalnızca bireysel çabalarla değil, ailelerin, eğitim kurumlarının ve toplumun iş birliğiyle mümkün olacaktır. Bu konuda atılacak her adım, gençlerin gelecekte daha sağlıklı, mutlu ve başarılı bireyler olmalarına katkı sağlayacaktır.