Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasi tarihinin önemli figürlerinden biri olan Alparslan Türkeş, Türk milliyetçiliğinin sembollerinden birisi olarak Türk siyasi hayatında iz bıraktı. 4 Nisan 1997 tarihinde hayata veda eden Türkeş, onun ardında bıraktığı miras ve düşünceleriyle anılmaya devam ediyor. Vefatının 28. yılı dolayısıyla, Alparslan Türkeş’in yaşamı, siyasi kariyeri ve mezarı hakkında birçok kişi merak içinde araştırmalar yapıyor.
Alparslan Türkeş, 25 Kasım 1917 tarihinde Kıbrıs’ta doğmuş ve 1933'te Türkiye'ye dönmüştür. Millî Mücadele döneminin ruhunu taşıyan ve Türk milliyetçiliği fikrini benimsemiş olan Türkeş, askerlik kariyerine ilk olarak 1935’te Harp Okulu’nu kazanarak başlamıştır. Politikaya adım attığı ilk yıllarda ülkücülük akımının lideri haline gelerek 1960'lı yıllarda Milliyetçi Hareket Partisi’ni (MHP) kurmuş ve başkanlığını üstlenmiştir. Türkiye’nin siyasi ortamında Kıbrıs Harekâtı, çeşitli darbelerin etkileri ve milliyetçi politikaların öne çıktığı dönemde etkin bir rol oynamıştır.
Alparslan Türkeş, 4 Nisan 1997 tarihinde İstanbul'da vefat etti. Sağlığının bozulmasıyla birlikte hastaneye kaldırılan Türkeş, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen hayata gözlerini yumdu. Ölümü, Türkiye’de geniş bir yankı buldu ve sevenleri tarafından derin bir üzüntüyle karşılandı. Türkeş'in vefatı, ülkücü camia için büyük bir kayıp olarak değerlendirildi. Onun ardından, birçok kişi Alparslan Türkeş’in bıraktığı miras üzerine düşünmeye ve tartışmaya devam etti. Mezarının nerede olduğu ise Türk milliyetçileri için önemli bir merak konusuydu.
Alparslan Türkeş’in naaşı, 1997 yılında defnedildiği Ankara’daki Cebeci Askeri Şehitliği’ndedir. Burada, kendisi gibi ülkücü hareketin temel taşlarını oluşturan isimlerin de bulunduğu bir mezarlık yer almaktadır. Her yıl, Alparslan Türkeş’in vefat yıldönümünde farklı organizasyonlar ve genç ülkücüler, onun mezarını ziyaret ederek saygılarını sunmakta ve ruhuna Fatiha okumaktadır. Ortaya koyduğu davanın takipçileri, Türkeş’in düşüncelerini yaşatmaya ve Türk milliyetçiliğinin değerlerini vurgulamaya devam etmektedirler.
Bugün Alparslan Türkeş, sadece bir politika figürü değil, aynı zamanda Türk milliyetçiliğinin sembolü olarak anılmaktadır. Çeşitli etkinlikler sayesinde, unutulmaması gereken duygu ve düşüncelerin her zaman canlı tutulması hedeflenmektedir. Onun hatırası, özellikle genç nesiller arasında korunmakta ve ileri taşınmaya çalışılmaktadır. Türkeş’in vefatının üzerinden geçen 28 yıl, onun fikirlerinin ve ideallerinin hâlâ güncelliğini koruduğunu göstermektedir.
Türkiye’deki gençler, Alparslan Türkeş’in düşünceleri üzerinden Türk milletine olan bağlılıklarını ve değerlerini yeniden gözden geçirmekte ve bu mirası sahiplenmektedirler. Ülkü ocakları, gençlere yönelik programlar düzenleyerek Türkeş’in yaşamı ve mücadelesini anlatan konuşmalar ve oturumlar gerçekleştirmektedir. Onun yaşamı, sadece siyasetteki etkisiyle değil, aynı zamanda Türk milletinin geleceğine yönelik vizyonuyla da hatırlanmaktadır.
Sonuç olarak, Alparslan Türkeş’in vefatının 28. yılı, hem anma hem de düşüncelerinin güncel durumu açısından önemli bir dönüm noktasıdır. Onun bıraktığı miras, Türk gençliğine yol gösterici olmaya devam etmekte ve Türk milliyetçiliği perspektifinden birçok tartışmaya ilham vermektedir.